18 Mayıs 2013 Cumartesi

Çünkü Sen Bitirdin


Ayrılığımızın üzerinden çok değil sadece bir kaç hafta geçti. Başlarda sana kırgındım dönmeyeceğini bildiğim halde 'dönerse asla affetmem' diyordum. Kendi kendimi kandırmaya çalışıyordum. Sen gidince kendimi koca bir boşluğa bıraktım. Sanki hiç gelmemişsin, sanki o kadar ayı birlikte geçirmemişiz, sanki hiç sevmemişiz gibi.    

Unuttum sanmıştım taa ki düne kadar. Dışarıda sabahlara kadar gezerken, arkadaşlarla gülüp eğlenirken iyi hoşta evde yalnız kaldığında ya da karanlıkta yastıkla baş başa kaldığında işler hiçte kolay olmuyor. Mesela hayatıma onca kişiyi soktum hepsinin her kelimesinde seni arıyorum. Sana ne kadar kızsam da seni onlarla kıyaslıyorum. En kötü halin bile kimseye benzemiyor. En acısı da baksana unutamamışım. Senin yerine başkasını koymaya çalışmak çok garip geliyor. Anlaşılan kızgınlığım geçti ama aşkım geçmedi. Unutamamışım işte. Ne kadar etrafa gülücükler saçsamda unutamamışım. Çok değil bir kaç gün önce kendime acı vermemek için mesajlarını sildim, kafamda türlü şeyler kurmaktan vazgeçtim hatta numaranı sildim. Böyle daha kolay unuturum sandım. Başlarda kafam rahattı evet, ama sensizlik kötü işte. Çok kötü. Bana bağırmalarını bile özlüyorum. Giden sensin, ben gitseydim daha kolay unuturdum. Çünkü ben sadece sevmediğim birinden gidebilirdim. Demek ki sen sevmiyorsun. İşte bu çok ağırıma gidiyor. Söylediğin her şeyin sadece bir yalandan ibaret olması çok ağırıma gidiyor. Yinede dönmeni istiyorum, işte ben bu kadar aptal aşığım. Dönmeni yeniden bana sinirlenmeni, kızmanı, kıskanmanı, en güzeli de yeniden bana aşkım demeni istiyorum. Çünkü kimse senin gibi aşkım diyemiyor. Ben sadece seni seviyorum, hala ve hiç bıkmadan. Bittiğine inanamamak diye bir şey var. Belkide bunlar hep beni bırakıp gittiğin için. Belkide benim kendime yediremediğim gidişin değil, yalanların ve vazgeçişin. O kadar bekledim ki belki sesimi özler dedim. Gelmedin, aramadın. Senin beni unutabilmen hayatına devam edebilmen canımı yakıyor. ' Bir damla göz yaşın için dünyayı yakarım' diyen adam beni hıçkırıklara boğup gidiyor. 'sensiz olamam' dediğimde 'şimdiye kadar nasıl bensiz yaptıysan bundan sonrada devam edersin' deyip gidiyor. Bunları hatırladıkça nefesim kesiliyor. Şimdi sen pişman olup dönsen ben affederim ederim, kabul. Ama eskisi gibi güzel olamayız, yaşattıklarını unutamam. Ne gitmeni istiyorum ne de dönmeni. Seni istiyorum, unutamıyorum ve biliyorum imkansız diye bir şey yok. Ama 'seven gitmezdi' diye bir şey var. Sen gittin ve beni bitirdin. Ben boşluktayım geride kalıp hayatı mahvolanım kendisiyle çelişkiye düşenim, dönmeni isteyip dönmeyeceğini bilen, dönsen de seninle yeniden bir bütün olamayacağını bilenim. Çünkü sen bitirdin. Onca hatırayı geçtim de seni deli gibi sevdiğimi bildiğin halde bırakıp gittin, sen bitirdin. 

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Gidebilirsin


Gitmek mi istiyorsun? Giy öyleyse. Ben böyle severken gitmeyi isteyecek kadar beni ellerinle mahvedecek kadar acımasızsan zaten hiç sevmemişsin, gidebilirsin. Ben ardından bakarım. Belki uzun sürer seni unutmam ama unuturum bir şekilde. Beni istemeyen bir adamı neden seveyim ki? Tanrım aşka yeni düşmememiz için birde yanında gururu yaratmış. Deli gibi sevsem de yalvaramam sana gitme diye. Sen yaşananları, güzel günleri unutup gidebiliyorsan bende başarabilirim. Sadece senin aşkın bitti ben ardında kaldım, işte bu yüzden bu kadar üzülmem. Çünkü yediremiyorum kendime seni hiç bırakmam diyen birinin çekip gitmesini. Senden çok beni nasıl böylece bırakıp gittiğini düşünüyorum. Aklım almıyor seni deli gibi seven birini nasıl bırakabildin? Beni kolayca nasıl silebildin? Bu kadar basitse ben neden yapamıyorum? Keşke giderken kalbini alsaydın, bende bırakmasaydın. Ya da ne bileyim işte keşke o güzel sözleri söyleyip aklıma girmeseydin. Kendini hem aklıma hem kalbime sokup gitmeseydin. Şimdi çok zor seni unutmak, senden çok gidişini unutmak. Sevmemene öyle alıştım ki sadece 'nasıl bu kadar seven birini bırakıp gider?' diye soruyorum kendime. Hadi bana acımadın kendini de mi düşünmedin. Seni böyle seven birini bir daha bulamazsın ki. Kim seni hayatının merkezi yapar, kim senin için hayatını değiştirir hiç düşündün mü? Bunları kimse yapmaz çünkü kimse bir ben değil, olamaz. Anlamıyorsun kimse benim gibi delice sevemez. Belkide çok sevdim diye gittin. Ama ilerde anlayacaksın, pişman olacaksın. Ben hala sevsem de kabul etmeyeceğim. Hayatımda başkası olduğundan değil gidişini unutamadığımdan kabul etmeyeceğim seni. Sana her bakışımda gidişin aklıma gelecek. Zaten kimse değişmez, kimse bir şansı daha hak etmez. Bir kere gittin yine gidersin. Çünkü sevseydin gitmezdin. Döner, ardına bakardın. Ne halde olduğumu görür bana daha sıkı sarılırdın. Sen sana olan aşkımı önemsemedin. Gittin. Bende gitmek istiyorum bu kalpten, bende unutmak istiyorum. Beceremiyorum. Kendimi boş bir kalabalıkta hissediyorum. Kimse bana yardımcı olmaz, senden başka. Ama sen yinede ardına bakmadan git. Bana acımanı değil beni sevmeni istemiştim. Beceremedin, bu zamandan sonrada beceremezsin. Çok uzaklara gidebilirsin, belki beni hiç hatırlamazsın bile. Belkide yeri gelir pişman olur, beni çok seven bir kız vardı dersin. Ama yinede gidebilirsin dönersen yıpratırız bizi, sevemeyiz, yeniden biz olamayız. Beceremeyiz. Biliyorum, kalbim aşkınla değil kırgınlıklarla doluyor şimdilerde. Lüften dönme, yüreğin yok. Sen yüreğini bende bırakmıştın. Ben onu alıp parçaladım. Lütfen sevme, kalbin yok. Bana bırakmıştın ben onuda parçaladım. 

7 Mayıs 2013 Salı

Giderek Verdin En Güzel Cevabı


Gideceğin düşüncesi kalbimin hiç hoşuna gitmedi. Seni çok sevdim, kaybetmek istemedim. Gitmemen için sana daha sıkıca sarıldım, fedakarlıklar yaptım. Nefret ettiğin ne varsa hayatımdan çıkardım, hayatımı sadece sana adayarak yaşamaya başladım. Yeter ki sen mutlu ol dedim, ne yaptıysam yaranamadım. Sonra oturdum düşündüm, birde sensiz deneyeyim dedim. Seni terk ettim, sensiz yapamadım dönmek istedim. Kabul etmedin. Sen kabul etmeyince ben aşkımı daha hırslı ve kızgın yaşamaya başladım. Kendimden nefret ettim. Beni kabul etmediğin için seni takıntı haline getirdim. Her an seni düşünerek kendime acı çektirmeye başladım. Söyleyip de tutamadığın her söz için sana değil, kendime kızdım. Senin gibi birini sevdiğim için kendimden nefret ettim, kendimi hırpaladım. Ayrılığı ne kadar anlatırsan o kadar büyütürmüşsün, zaman lazımmış unutmaya. Ben unutmak istedikçe daha çok süründüm. Sensiz kendimi boşlukta hissettim, yalnız hissettim. Mutlu olmaya çabalamadım, iğrenç birine dönüştüm. Kendimden 10-15 yaş büyük adamlarla gezdim. Senin veremediğin ilgiyi başkalarında aradım. İçtikçe unuturum sandım. Başkalarına bakarken sadece seni gördüm. Yapmam dediğim ne varsa yaptım. Bilirsin eskiden çok mantıklı bir kızdım. Ama sen kendimden nefret etmemi, kendimden kopmamı sağladın. Kim bilir belkide işime böylesi geldi. Ben güçlü değilim. Sırf seni hatırlamamak için ayık gezmeyi unuttum, gerçi bir işe yaramadı. Canımın yandığını görürsen dönersin, pişman olursun sandım. Olmadın. Aslında ben bunları yaşarken sen çoktan unutuşsun beni, umurunda bile olmamışım. 
Sonra oturdum, düşündüm. 'iyi ki beni kabul etmemiş' dedim. Artık kafamı kurcalayan o sorular yok. Seviyor mu? Sevmiyor mu? Özlüyor mu? Düşünüyor mu? diye her dakika düşünüp beynimi seninle kemirmiyorum. Giderek en güzel cevabı verdin zaten. İnan her türlü şeyi denedim. Aslında sensizlik çok güzelmiş. Umut bağlamanın seni düşünmenin bir yararı olmadığını, senden daha kıymetli olduğumu geçte olsa fark ettim. Senden tamamen arınmak için elimden ne geliyorsa yapmaya başladım. O çok kızdığın şeylerin hepsini tekrar hayatıma soktum.  Hayatımın merkezine yeniden kendimi koydum. Kendimi daha mutlu ve huzurlu hissetmeye başladım. Meğer benim sana olan takıntımın sebebi, sensiz boşlukta olmam falan değilmiş. Senin hayatıma soktuğun boşlukmuş. Hayatımda güzel olan ne varsa çıkartmışsın, bende yapacak bir şey bulamayıp seni sevmişim.

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Sözümde Duracaktım, Gitmeseydin.


Aşk ayrılınca değil, unutunca bitermiş. Kimse unutulmazmış. Giden unutur, kalan hep elinde kalan anılarla yanarmış. Ayrılık aşkı değil beni bitirenmiş. Ayrılık sensin, bizi bitiren kolayca pes eden seviyorum deyip sevmeyen üzülmeme bile dayanamazken zoru görüp çekip giden, sensiz mutlu olacağımı düşünen, sensiz nasıl eridiğimi göremeyen. Bunların hepsi sensin. Baksana neler yapmışsın, ne kadar acımasızmışsın. 
Bir insan ' beni hiç kaybetmeyeceksin' dedikten yarım saat sonra gider mi? Gidermiş. Sevmeyen gidermiş işte. Unuturmuş kolayca. Arkasında bıraktığının halini umursamadan gidermiş.
Sonra ' herkes gider, sen kalırsın' diyen biri gider mi? o da gidermiş. Nasıl olsa her şey yalanmış. Aklımda yokken aklıma soktun kendini. Sonra ' sev mi dedim sana' dedin. Bu kadar kolayca kenara çekilebiliyorsun işte. Her şey bu kadar basit senin için. Seven insan gitmezdi. Ben sadece sana aittim. Bana 'git' dedin 'sevmiyorum' dedin. Sen kaybetmekten, bağlanmaktan korktuğun için ben kaybettim. 
Öyle kızgınım ki sana, bana. Seni bu kadar çok sevip kendine zarar veren benim. Kendini sevdirip giden sensin. Suçlu kim? Böyle bitmeli miydi. İstesen gitmezdin, bitmezdin, kalbimi darmadağın etmezdin. Giderken  tek bir iyi hatıra bırakmadın. Seni kötülerle hatırlıyorum, çünkü hepsi yalanmış. Bana kurduğun o aptal hayallerin hepsi yalanmış . Ben senin için hayatımı değil kendimi değiştirdim. Ve karşılığı 'ilişkimizin heyecanı kalmadı her konuda sen haklısın' gibi palavralar oldu. Ben yarım kaldım. Çok aptalım engel olamadım kendime, saçma sapan bir ilişkiye kendimi adadım. Bana göre değil, sana göre saçmaydı. İşler ciddiye binince defolup gittin. İşleri ciddiye sokan kimdi peki? Sabah, akşam demeden seni düşünmemin sebebi neydi? ' Seni hiç bırakmıcam, erkek sözü' deyip giden kimdi? Hepiniz aynısınız demek istemiyorum. Sen bambaşka bir acımazsızsın. Duygularımın içine ederek gittin, kızgınım ve hem ağlayıp hem gülebiliyorum. Demek ki her ayrılıkta rutin acılar çekilmiyormuş. Aklın en başında neredeydi çok merak ediyorum. Madem gidecektin hiç gelmeseydin. Sevmeye cesaretin yoksa neden geldin ki. Sende her şey aynı birde bana bak. Öldürmeyip, öldürmekten beter eden bir ayrılık çekiyorum. Çok kızgınım, dönmeyeceksin. Bir önceki seferde dönmüştün ama o zaman sevmiyordum. Şimdi seviyorum bu yüzden dönmeyeceksin. Ha birde unutmak gerekirken, unutmamaya çalışmak bile bile kendine acı çektirmek diye bir şey var. Buna umut deniyormuş. Bizim için artık umut yok ama ben aptal gibi gözümü telefondan ayıramıyorum. Belki pişman olur, belki sesimi özler. Özlemeyeceksin dimi beni, şebekliklerimi en önemlisi seni deli gibi seven kalbimi? Hani biz birbirimiz olmadan yapamazdık? Ben her şeyi hatırlarken sen unutmayı  nasıl beceriyorsun? Sen beni nasıl öldürebiliyorsun ki? Hani senin için dünyaları yakarım dediğin kızı. Biliyorum şimdi bilmediğin şeyler var diyorsun kendi kendine. Biliyorum aslında sen bağlanmaktan terk edilmekten korkuyorsun. Belki ben bitirdim, kabul ama sevmiyorum diyene ne denirdi ki ayrılalımdan başka? Ben sana ilk başta söylemiştim ' ayrılamayız diye söz veremem ama birbirimizi bırakamayız barışırız' diye. Ben seni bırakmam dedim. Sözümde duracaktım, gitmeseydin. 

1 Mayıs 2013 Çarşamba

Kalp Bin Kere Sever


Mideme giren krampların, kalbime değen buruklukların hepsi sensin. Eğer gerçekten yaşattıkların senin zihniyetin, senin aklınsa iyisiyle kötüsüyle hepsi sensin. Sevmek suç değil, sevmek koca bir hata. Sevmek kendine verdiğin değeri başkasına vermek yani aptallık, saçmalık. Sana yazamazken şimdi senden başkasına yazamıyorum. Demek ki çok dolmuşum. Çok doldurmuşsun kalbimi, kendinle değil de yaptığın hatalarla. Ve bir bakmışım sevdiğim adama adadığım kalbim şimdi parça pinçik, hiç bir şeye benzemiyor. Ne bir aydınlığa ne bir karanlığa. Ne içinde ben varım o kalbin, ne sen varsın. Görülen o ki olmayan bir şey ne hissedebilir ne de seni içinde saklayabilir.
Aklım hala bende. Ama o kalp değil ki içinde aşkı tutsun, o sadece mantıklı olan şeyleri sever. Seni sevmez. Seni sevmemi sevmez. Aklım seni bitirmek ister, mutlu olmamı ister, önüme bakmamı ister. Anlaşılan o ki akıl kalpten daha yararlı. Ama insan acı çekmek ister. Acılar insanı olgunlaştırır. Ne kadar olgunlaşırsan olgunlaş, aşık olduğun zaman çocuksundur. Bildiğin her deneyimi unutursun. Ne teorin kalır ne pratiğin. Her aşık oluşta ilk defa olmuş gibi hissedersin. Hikaye hep aynıdır. Birini seversin aklına sığmaz, kalbine sığdırmaya çalışırsın.Sonra olduramazsın sevdiğin kalbinle birlikte gider. Hata belki onundur, belki senin. Hiç fark etmez gidenin arkasından hep aynı acı çekilir. Sonra biri gelir daha önce hiç böyle aşık olmadım dersin çoktan unutmuşsundur ötekini. Aynı duyguları ona da beslersin, belki daha fazlasını. Ve bu böyle devam eder. 
Aslında böyle bilinir ama böyle devam etmez. Herkesin bir kalbi var, bin değil. Evet bir kere aşık olunmaz ama bir kalp bin kere hasar alır. Defalarca, her seferinde. Uslanmaz yine sever. Her aşkından daha fazla tecrübe edinir. Ama daha fazla hata yapar. Hata yapmamaya çalıştıkça daha kötüsünü yapar. Aldığı hasarlarda güvenini kaybetmiştir. Güvenemez, sevmek ister. Vazgeçmemek için sevdiğine sıkı tutunur, kaybetmekten korkar. Kalp bin kere sever, ilki gibi masum kalmaz.

Erkek ''Aklı'' - Kadın ''Haklı''


Kızgınken yazmamak için kendimi zor tutuyorum. Sinirim geçince yazdıklarımdan pişmanlık duyacağımdan değil, yazmama sebep olan kişinin hak etmediğini düşündüğümden. Gerçi hak etmediğini bildiğim halde kalbini kaptıran ben en büyük hatayım. Artık sadece beynim uyuşmuyor aynı zamanda damağım tutuluyor. Konuşamıyorum. Diyecek bir şey bulamıyorum. Sana çok kızgınım. Aslında senden öncede başkasına kızgındım, geçti. Kalbim boş duramıyor ki. Akıllandığımı düşünmüştüm. Artık kimseyi sevemem demiştim kendi kendime. Sonra sen çıkıp geldin. Aslında seni sevmeyi hiç mi hiç istememiştim. Sadece zaman geçirmek kafamı dağıtmak istemiştim. Maalesef öyle olmadı. Farkında olmadan bağlandım sana. Aslında her yeni ilişkide daha temkinli davranmak gerekir, eski hataları yeni ilişkide de yapmamak gerekir. Ama öyle olmaz işte yenisinde de aynı hatalar bile bile yapılır. Çünkü insanlar malesef içlerinde umut denilen duyguyu taşırlar. Her şeyi sorgulamaya başladım. Başlarda beni sevip sevmediğini önemsemeyip beni eğlendirmenle yetinen ben şimdi bizimle ilgili her şeyi sorguluyorum. Mesela neden başkası değilde ben? Ne zamandan beri ben? Her an aklında mıyım ben? Ne zaman bu kadar umursamaz birine dönüştün sen? Şimdi bir sevgilin olduğunu sürekli unutmandan, sorumsuz davranmandan nefret ediyorum. Madem bana kendini sevdirmek için başlarda onca fedakarlık yapıp amacına ulaştın şimdide bu hayatı iki kişilik yaşamayı öğrenmek zorundasın. Deli olarak sevmek diye bir şey varmış. Hem sana deli olarak hem yaptıklarına. Hatalarına sinir olsam da, sana deli olduğum için her defasında affediyorum. Buna aptallık değil aşk deniyormuş. İlk olamadın bari kalbimi kırmayan tek adam ol isterdim. Maalesef hiç bir erkek Romeo olamıyormuş. Seni terk etmeyi çok düşündüm inan. Terk ettim de zaten. Ama o zamanlar seni sevmiyordum, hemde hiç. Sen beni daha çok seviyordun ya da bunları önemsemediğimden bende seni umursamıyordum. Sevmiyordum işte seni bence o zamanlar her şey daha güzeldi. Hep daha çok bağlanıp acı çeken taraf ben olmak zorunda mıyım? Kafam çok karışık seviyor mu? sevmiyor mu? diye düşünürken birde seni kendime ispatlamak için bir şeylere tutunmaya çalışıyorum. Yani bizim için bir şeyler yapmaya çalışıyorum, tek başıma. Aslında senin kendini ispatlamaya çalışman gerekmez mi? Soru cümleleriyle dolu bir beynim var. Ne acı ki hiç birine sensiz, tek başıma bir cevap bulamıyorum. İstediğinde varsın, istediğinde yoksun. Çünkü seni sevdiğimi, sensiz olamayacağımı biliyorsun. Beni kaybetmekten korkmuyorsun. Keşke bende senin gibi olabilsem. Keşke bende kaybetmekten korkmadan yaşayabilsem.