27 Şubat 2017 Pazartesi

Aşk Kadar Cesaretim Vardı


Gidişine sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. 
Sözde katilimden kurtuluyormuşum gibi görünüyordu. Ama kalbim o katile tapıyordu. Kalbimde adından tek kelime kalmayana dek kendini kazı ve git isterdim. Sen ise adını kalbime kör bir makasla kazıyıp gitmeyi tercih ettin.

Gidişin düğünüm müydü cenazem miydi bilemedim.
Sözde çektirdiğin ızdıraptan kurtuluyormuşum gibi görünüyordu. Ama çekeceğim ızdırabın asıl gidişinle başladığını o an bilmiyordum. Seni herşeyinle sevmiştim, hiç gitme isterdim. Sen ise okyanuslarda yıkansam sönmeyecek bir alevin ortasında bıraktın beni.

Şimdi;

Kalbim kırık değil, katliam yeri.
Kalbim, yanacağı yerde yakan birinin eseri.

Aşk kadar cesaretim vardı.
Dahası var mı?

Biliyorum,
Ne kadar kalırsa kalsın terkedişler hep aleladeydi.

24 Şubat 2017 Cuma

Mübrem


Deliler gibi aşık olduğunda gözün hiç bir şeyi görmüyor. Aldatıldığını, aranızdaki üçüncü kişinin hatıralarını, güvendiğin adamın aslında yalancının teki olduğunu, senin gözlerine bakarken kalbinin başka bir kadına ait olduğunu.. Hatta sevdiğin adamı bile görmüyorsun. Sadece sen ve aşkın varmış gibi hissediyorsun. Aslında aşık olduğun adamı görebilsen anlayacaksın nasıl aptal yerine konduğunu. Ama sen sanıyorsun ki; "benim aşkım ikimizinde kalbini besler".

Sonra bir gün terkediliyorsun. Yine anlamıyorsun hiç sevilmediğini, sevdiğin adamın kalbinde başkası olduğunu.. Sen sanıyorsun ki, seni özleyip geri dönecek. Çünki biliyorsun, onu senin kadar kimse sevemeyecek. Umutla beklemeye başlıyorsun, günlerce, aylarca, yıllarca.. Çok geç olduğunda meselenin "onu senin kadar kimsenin sevemeyecek" olması olmadığını anlıyorsun. Mesele onu kimin daha çok sevdiği değil, mesele onun kimi daha çok sevdiği.

Ne yazık ki böyle durumlarda pek fazla şıkkın olmuyor. Ya ağlaya ağlaya dolabındaki en kısa elbiseyi arıyorsun ya da intihar ediyorsun. Gerçi ilk şık da bir tür intihar yöntemi. Hangi şıkkı seçersen seç kendinden nefret eden, aldatılan, ziyan olan sen oluyorsun.

Bunların hepsi silemediğimizde karaladığımız için başımıza geliyor. Silemiyorsan karalamayacaksın. Silemiyorsan, yakacaksın. Yakacaksın ki izi kalmayacak.

Yakarken de yanmayacaksın.

Bazı sonlar başından bellidir, anlamak istemezsin.
Bazı sonlar kaçınılmazdır, sadece ertelersin.

17 Şubat 2017 Cuma

Aşkım Hatırına Beni Hatırla


Herkesle anlaşabilecek biriyim, yeter ki isteyeyim. Ama ödüm kopuyor yerini dolduracaklar diye. Sana benzeyen birini görsem kalbim yerinden çıkacakmış gibi oluyor.Bir yandan seni hatırlamaktan korkuyorum, bir yandan olmayan seni kaybetmekten. 

Biz dağılmış bir aileyiz, ben senin yerini nasıl doldurayım?


Giderken kalbimin ortasına kocaman bir taş attın. Ve ben o günden beri bulanığım. Durulamıyorum, yolumu kestiremiyorum. Kendimi yokluğuna adamış durumdayım, senden çok uzakta olsam bile kendimi sana ait hissediyorum. 


Yangını dindirmek için önce yokluğu dindirmek gerek. Hüzünler gelip geçer belki ama duygularda bırakılan hasar geçmez, koca bir boşluk olarak kalır. Bunları göze alarak sevmiştim ben seni. 


Benimleyken canımın en içiydi. Şimdi ise kimsenin doldurmasına izin vermediğim boşluğun canımın en içi.


Eğer bugün elimi tutuyor olsaydın, üçüncü yılımızı kutluyor olacaktık.. Ellerini tutmayı bırak, o yeşil gözlerine ancak fotoğraflarda bakabiliyorum. Sen yoksun ama ben hayatıma girdiğin günü 'ağlayarak, iyiki diyerek' kutluyorum. 

Bana ağlayınca bile geçmeyecek acılar bıraktın.

Ben unutmaya kıyamazken;

Aşkım hatırına, beni hatırla.

17.02.2017

15 Şubat 2017 Çarşamba

Neredeyse Unutacaktım


Neredeyse unutacaktım, yada öyle sanıyordum. Bir daha karşılaşırsak kalbim yerinden çıkmaz diyordum. Seni görmeyi bir kenara bırak, hala giderken söylediğin sözler canımı acıtıyor. Sen ona yangın yeri, ben sana.
Neredeyse unutacağım sandım. Neredeyse 'onun yüzünü' unutacağını söylediğin an bir kez daha canım yandı.  Zaten ben seni unutamamışken senin onu unutmanı beklemek saçmalık olurdu. 

Bakalım önce kim kimi unutacak. Ben mi seni? Sen mi onu? 
Bakalım önce kim aşkı uğruna telef olacak. Ben mi sana? Sen mi ona? 

Eriyip buharlaşacağım yerde tekrar donuyorum. Ve sonra tekrar eriyorum. İşte seni sevmek böyle bir işkence. 

Başa dönüp duruyorum. Bir türlü tükenmiyorum. Unutamıyorum, aksine her geçen gün içimi daha fazla seninle dolduruyorum. Seni söküp atacağıma daha fazla yer açıyorum. İçime sığmıyorsun acımı genişletiyorum. Yok olamadığım gibi yok edemiyorum. 

Kaçamıyorum, bir kere sularına kaptırmışım kendimi. Nasıl çıkacağım bilmiyorum.
Yolum yokki yolu bulayım. Sende yaşayamadığım gibi sensizde ölemiyorum.

10 Şubat 2017 Cuma

Vazgeçip Rahatlama Meditasyonu


Bazen'onu kaybedersem yaşayamam' diye düşündüğümüz insanlar oluyor. Aslında içten içe 'ben onun yerini nasıl dolduracağım?' diye düşünüp alışkanlıklarımızdan vazgeçemiyoruz. Bize asıl zarar verenin o alışkanlık olduğunu vazgeçip rahatlayınca anlıyoruz.

Vazgeçmekten korktuğumuz o kişinin gözümüzde büyüttüğümüz bir yanılgıdan ibaret olduğunu vazgeçip üzülmek yerine rahatlayınca anlıyoruz. Hatta 'bunca zaman tahammül etmek yerine keşke daha önceden vazgeçseymişim' diyoruz.

Bomboş insanlara anlam yükleyip gözümüzde büyütüyoruz. Alttan alıyoruz, tüm suçu kendimize yüklüyoruz sonra kendimizden nefret etmeye başlıyoruz. Bize bu kadar zararı olan bir insanın hayatımızda yeri olmalı mı?Kendimizden eksiltip değmeyecek birine eklememiz doğrumu?

Boş insanların geçmişin hatrı uğruna ömrümüzden çalmasına müsaade etmeyelim. Kendimizi boş yere üzmeyelim. İnsanlara katlanmak kendimiz olan tahammülümüzü azaltır unutmayalım.

Hiçbir şey eskisi gibi kalmaz. Değişiriz, yenileniriz. Bazen hayatımıza yeni insanlar katarız, bazen artık yük olmaya başlayan insanları hayatımızdan uzaklaştırırız. Eskiden bize iyi gelen şey gün gelir bizi yıpratmaya başlar. Herşey değişir, kabullenelim.

Hadi bugün geçmişte yaşamayı bırakalım. Bize acı veren insana, eşyaya, anıya katlanmaktan vazgeçelim. Hatıralar her zaman mutluluk vermez, öğrenelim.

Geleceğine zarar vereceğini düşündüğün o insana geçmişte yaşattığı tüm güzel şeyler için teşekkür edip vedalaşalım. Onu kaybedersem yaşayamam demeyelim. 
Unutmayalım, asıl kendinizi kaybederseniz yaşayamazsınız.

Geleceğine zarar verdiğini düşündüğün eski ve güzel anıların rüyasına kapılmayalım. Unutmayalım, eski anıları unutmak için yeni ve güzel anılar biriktirmek gerekli.


Derin bir nefes al, iç sesine kocaman pozitif bir gülümseyle doldur ve söyle;

Bundan sonra geçmişimde yaşamayacağım. Onsuz bir gelecekten korkmayacağım. Bana zarar veren, ruhumu zedeleyen hiçbir şeyin geleceğimde yeri olamaz. Kendimi seviyorum bu yüzden canımı yakan o şeyden vazgeçiyorum.

6 Şubat 2017 Pazartesi

Yitik Geçmişim


Benimki tam deli cesaretiydi. 
Kimi sevdiği belli olmayan bir adamın kollarına attım kendimi. Alsın beni göğüsüne yatırsın, kalbinde saklasın istedim. Yitik birinde kendimi yitirmek istedim. Kimi düşündüğü belli olmayan karanlık bir adamın aydınlık yanı olmak istedim.

Aşk dedim. Sev dedim. Biz olalım dedim. Dedim demesinede, duymadın ki beni. Sağırdı kalbin, kördü ruhun. Duvarlara anlatsam daha çok severdi beni.

Dokunduğum, öptüğüm sarıldığım adam kendinde kaybolmuş biriydi. Hiç düşünmeden seninle kaybolmak istedim. Beni kendinle bırakıp terkettin. Yinede sevdim.

Benim ki hakikaten deli işiydi.
Ben sanmıştım ki, sende kaybolursam seni bulabilirim. 

Gittiğin gün kendime dedim ki "fazla gençsin ve bu adamı gereğinden fazla sevdin".
Gereğinden fazla sevdiğimi anlayalı iki yıl oldu. 
Ama senden vazgeçemedim.
Hep sevdim, hep özledim.

Seni karşıma alıp herkese sırtımı dönecek kadar cesaretliydim. Senin için yapabileceklerimi bilerek gittin. Tek damla gözyaşına dünyaları yakacağımı bildiğin halde seni ağlatan kadına gittin. 

Benimki tam deli cesaretiydi.
Kimi sevdiği belli olmayan bir adam uğruna yitirdim kendimi.
Yitik geçmişimle yitirdim geleceğimi.

4 Şubat 2017 Cumartesi

Biliyorum Sende Sevdin


Biliyorum sende sevdin. Her ihanet sevgiyle başlar bunu öğrendin. Sende geceleri uykusuz kaldın, sigarana sarıldın. Kimi zaman sigaradan çok yandın. Oda yansın istedin. 
Biliyorum sevdin, kalabalıklarda herkesi ona benzettin. Herkes gitsin o kalsın istedin. Bazen içine ağladın, bazen kendini tutamadın. 

Biliyorum boşluklardan atladın, rüzgar ateşini kesmedi. Dibi hiç bir zaman göremedin. Ölemedin. Kendince onu terkettin, sonra dayanamadın geri döndün. Onun hiç haberi olmadı, tıpkı bana olanlardan senin haberin olmadığı gibi.

Biliyorum en çok ona öldün. Sarhoş oldun, unutamadın. Başkasına dokundun unutamadın. Ona benzeyen birini sevmeye çalıştın, unutamadın. 
Biliyorum çok yandın, karşına çıkan her insanda, her kitapta, her filmde, küçük bir bakışta bile onu hatırladın. Unutmaya çalışacağım derken kendinle birlikte çok can yaktın.

Aynı dizelerde ağladık, Aynı şarkıda uzaklara daldık. Aynı şehri terketmek istedik. Anıların acı vereceğini bile bile aynı yollardan defalarca geçtik. Nefessiz kaldık, ayrı balkonlara aynı acıyla kendimizi attık.
Biliyorum sende kendinden nefret ettin.
Sende çaresiz kaldın.
Sende ölmek istedin.
Herşeye rağmen sende vazgeçemedin.

Biliyorum sende sevdin, ama beni değil.