3 Nisan 2017 Pazartesi

Bir Kadın Bir Adamı Bu Kadar Nasıl Sevebilir?


Uzun zaman sonra fotoğraflarına baktım. Dakikalarca, saatlerce... Yine o yeşil gözlerde attı kalbim. Kalbim, sanki bana geri dönmüşsün gibi heyecanla çarptı. 

Sonra aşık olduğum her ayrıntına uzun uzun bakmaya devam ettim. Bana baktığın gözlerine, güldüğün dudaklarına, öptüğüm yanağına, tuttuğum ellerine...

 Bir zaman sonra aşık olduğum adamı yeniden görüyor oluşumun heyecanı yerini korkuya bıraktı. Bunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Sanki denizin kıyısında bembeyaz dekore edilmiş küçük, bahçeli bir ev varmış. O evin içinde çok mutluymuşuz. Hava hep güneşliymiş. Ben sana her hafta sonu musakka pişiriyormuşum. Sende o sırada bahçede çimenlere uzanıp benim için bir kitap okuyormuşsun. Bitirince bana vermek için bizi anlatan yerlerin altını çiziyormuşsun. Sonra aradan yıllar geçmiş, ben o eve yalnız başıma dönmüşüm. O bembeyaz huzur dolu ev yıkık dökük yosun tutmuş duvarlarıyla karşıma dikilmiş.Benim için altını çizdiğin tüm kitaplar paramparça yerlerdeymiş. Kimisi yırtılmış kimisi yanmış. Dışarıda bu evdeyken hiç tanık olmadığımız şiddetli bir yağmur varmış. Dışarı çıkıp yağmur taneleri kadar ağlamışım senin oturup bana gülümsediğin yerde. Bu tanıdık ev, bu bahçe artık yabancıymış. Korkuyormuşum.

Sanki o tanıdığım, aşık olduğum adam aslında yabancı bir elmiş. Ya da yokluğunda çektiğim ızdırap yüzünden gözlerinde bulduğum huzurdan korkuyorum, bilmiyorum. 

Bak ben ölüyorum. Bunu uzun zaman sonra fotoğrafların bakıp, kalbimin deli gibi çarpışından anladım. Bunları düşünürken farkında olmadan kafamı duvarlara vurduğumu fark ettim. Sen gittin. Ben bunu bir türlü kabullenemiyorum. Başka bir kadına aşık olduğunu, beni onun yerine koymaya çalıştığını, zerre kadar sevmediğini, ben burada bu haldeyken senin umursamayışını.. Bunları kabullenemiyorum. 

Hiç bir zaman bitmeyecek bu delilik. Artık kendime hayret ediyorum. Soruyorum kendime;

'Bir kadın bir adamı bu kadar nasıl sevebilir? Tüm olanlara rağmen nasıl?'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder