17 Haziran 2017 Cumartesi

Buz Ve Ateşin Masalı


Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde Gül bahçesi diyarında Ateş adında bir prenses yaşarmış. Ateş prenses saçlarını savurduğunda her yer aydınlanıyor, gülümsediğinde ise her yeri ısıtıyormuş. Bu prenses hayatı boyunca hep gerçek aşkı aramış. Ama Ateş prenses o kadar güzelmiş ki bir türlü onu gerçekten seven bir prens bulamıyormuş. Ne zaman karşısına bir prens çıksa ona 'beni neden seviyorsun?'diye soruyormuş ve 'çünkü çok güzelsin' cevabını alıyormuş. Prenses artık iç güzelliğine önem veren bir prensle karşılaşmak istiyormuş ama nerelere giderse gitsin bir türlü aradığı prensi bulamıyormuş. 



Günlerden bir gün Ateş prenses aradığı aşkı ölmek uğruna gül bahçesi diyarından uzaklarda aramaya karar vermiş. Az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş ve sonunda karşısına kocaman bir mağara çıkmış. Mağaranın içi o kadar karanlık ve soğukmuş ki Ateş prenses daha fazla ilerleyemeyeceğini anlayıp geri dönmeye karar vermiş. Tam yola koyulacağı vakit mağaradan sesler gelmeye başlamış. Ateş prenses yaklaştıkca mağaradan gelen sesler güzelleşiyormuş. Ateş prenses sesin güzelliğine dayanamayıp mağaraya girmiş ve mağarada yalnız başına şarkı söyleyen Buz prensle karşılaşmış. 

Prensensesi gören buz prens 'yaklaşma!' diye bağırmış. Ateşprenses 'benden korkmana gerek yok sana zarar vermem, sesin o kadar güzeldi ki mağaraya gelip kim olduğunu görmek istedim. Neden burada yalnız başına yaşıyorsun?'

Buz prens prensese hikayesini anlatmaya başlamış. 'Yıllar önce ormanda gezerken bir kızla karşılaştım. Birbirimize aşık olduk. Bir gün onun cadı olduğunu öğrendim. Beni kendi yaşadığı cadılar diyarına götürmek istedi. Ben istemeyince kalbimi buzla kaplayıp bu mağaraya hapsetti. Yıllardır burada yapayalnız yaşıyorum güneşi, bulutları, ormanları, çiçekleri uzun zamandır görmedim. Lütfen beni bırakıp gitme'

Ateş prenses Buz prensin bu haline çok üzülmüş ve ona arkadaşlık etmeye karar vermiş. Günler geçmiş haftalar geçmiş ve prensle prensesin arkadaşlığı büyük bir aşk dönüşmüş. Prensesin ateşi git gide sönüyormuş ama prensle o kadar mutluymuş ki onu bırakıp gidemiyormuş. Buz prensin kalbini ısıtmaya çalışırken prensesin Ateşi günden güne yok olmuş. Prenses mağarada güneş görmediği için karanlıkta git gide hasta olmuş. Buz prense yaklaşmak uğruna ateşinden vazgeçmiş.. Buz prens ise artık özgürmüş. Kalbinin etrafındaki buz kütlesi Ateş prenses sayesinde erimiş. Buz prens Ateş prensesi mağarada bırakmış ve yıllardır hapsolduğu mağaradan nihayet çıkmış. 

Buz prens günlerce yürümüş ve yıllardır hayalini kurduğu Gül bahçesi diyarına ulaşmış. Birdene görsün, Gül bahçesi diyarındaki bütün güller solmuş. Her yer mağaradaki gibi karanlık ve soğukmuş. Ölmek üzere olan güllerden biri Buz prens'e 'Sen bizim saçlarıyla diyarımızı aydınlatan, gülümsemesiyle etrafı ısıtan Ateş prensesimizi öldürdün'demiş. Buz prens yaptığından pişman olup geri döndüğünde Ateş prenses çoktan ölmüş. Buz prensin bu yaptığı tüm hayatını etkilemiş.